Gömleğimi ütülemek zorundayım.
- I have to iron my shirt.
Onların işi giysileri ütülemek.
- Their job is to iron clothes.
Altın, demirden daha fazla çeker.
- Gold weighs more than iron.
Altın demirden daha ağırdır.
- Gold's heavier than iron.
Tom'un eskiden uyuduğu odada bir dikiş makinesi ve bir ütü masası var.
- There is a sewing machine and an ironing board in the room where Tom used to sleep.
Tom elbiselerini ütüledi.
- Tom ironed his clothes.
Bu kupa demirden yapılmıştır.
- This mug is made of iron.
Bizim çit demirden yapılmıştır.
- Our fence is made of iron.
Tom'un Mary'nin cinayet gecesi için sıkı bir mazereti var.
- Tom has an ironclad alibi for the night of Mary's murder.
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.
- To be or not to be, that is the question.
Yeni bir bloğa başladım. Başlangıçta çok sayıda blog yapan ve sonra blog yapmaktan vazgeçen insanlardan biri olmamak için elimden geleni yapacağım.
- I started a new blog. I'll do my best not to be one of those people who blogs a lot right at the start and then quits blogging.