not sure or certain, not fixed, unsafe

listen to the pronunciation of not sure or certain, not fixed, unsafe
Englisch - Türkisch

Definition von not sure or certain, not fixed, unsafe im Englisch Türkisch wörterbuch

unsure
emin değil

Tom Mary'nin nasıl biri olacağından emin değildi ve onun arkadaşlarıyla geçinip geçinmeyeceğini merak etti. - Tom was unsure what Mary would be like and he wondered whether she would get along with his friends.

Tom daha sonra ne söyleyeceğinden emin değildi. - Tom was unsure what to say next.

unsure
belirsizlik
unsure
{s} emin olmayan

Bir emin arkadaş emin olmayan bir meselede görünür. - A sure friend is seen in an unsure matter.

unsure
güvenilmez/şüpheli
unsure
{s} riskli
unsure
{s} emniyetsiz
Englisch - Englisch
{a} unsure
not sure or certain, not fixed, unsafe
Favoriten