O, geleceği hakkında belirsizdir.
- He is uncertain about his future.
Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir.
- The uncertainty about the weather has had a definite effect upon the Englishman's character.
Tom ne yapması gerektiği konusunda kararsız.
- Tom is uncertain what he should do.
Yılın bu zamanında hava değişkendir.
- The weather is uncertain at this time of year.
O değişken bir tutum takındı.
- He took an uncertain stance.