not sharp; lacking keenness

listen to the pronunciation of not sharp; lacking keenness
Englisch - Türkisch

Definition von not sharp; lacking keenness im Englisch Türkisch wörterbuch

pointless
gayesiz
pointless
puvansız pointlesslyanlamsızca
pointless
gereksiz
pointless
anlamsız

Tom işinin anlamsız olduğunu düşünüyor. - Tom thinks his job is pointless.

Hayat zalim; fakat anlamsız değil. - Life is cruel but not pointless.

pointless
{s} yararsız

O, işinin yararsız olduğunu düşünüyor. - She thinks her job is pointless.

Bunun yararsız olduğunu fark ettik. - We realized it was pointless.

pointless
{s} boş
pointless
manasızlık
pointless
{s} manâsız
pointless
pointlessnessanlamsızlık
pointless
{s} saçma
pointless
{s} uçsuz
pointless
{s} puansız
pointless
sayı kaydedilmeyen
pointless
manasız olarak
pointless
maksatsız
pointless
ucu kor
pointless
{s} amaçsız
pointless
etkisiz
Englisch - Englisch
pointless
not sharp; lacking keenness
Favoriten