O, geleceği hakkında güvensiz hissetti. - She felt insecure about her future.
O, geleceği hakkında güvensiz hissetti.
She felt insecure about her future.
Güvensiz hissediyorum. - I'm feeling insecure.
Güvensiz hissediyorum.
I'm feeling insecure.
Depremden sonra mahalle emniyetsiz hissetti. - After the earthquake the neighbourhood felt insecure.
Depremden sonra mahalle emniyetsiz hissetti.
After the earthquake the neighbourhood felt insecure.