Onun teorisi kesinlikle gerçek dışı.
- His theory was absolutely unrealistic.
Bütçe hatalı ve gerçek dışı görünüyor.
- The budget appears to be inaccurate and unrealistic.
O gerçekçi olmayan standartlara sahip.
- She has unrealistic standards.
Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor.
- Parents look to the new generation as a generation that is far from reality and busy running after unrealistic dreams.