not normal; odd, unusual, surprising, out of the ordinary

listen to the pronunciation of not normal; odd, unusual, surprising, out of the ordinary
Englisch - Türkisch

Definition von not normal; odd, unusual, surprising, out of the ordinary im Englisch Türkisch wörterbuch

strange
tuhaf

Onun düğünü hakkında bir şey bilmemen tuhaf. - It is strange that you know nothing about her wedding.

Son zamanlarda tuhaf bir deniz yaratığı bulundu. - A strange marine creature was found recently.

strange
{s} garip

O bana biraz garip geldi. - It's a bit strange to me.

O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor. - It likes strange animals, like snakes.

strange
{s} yabancı

Buralarda bir yabancıyım. - I'm a stranger in these parts.

Adam tam bir yabancıydı. - The man was a total stranger.

strange
{s} acayip

Bazen acayip bir adam olabiliyor. - Sometimes he can be a strange guy.

İnsanlar artık erkeklerin saçlarını uzatmalarına acayip olarak bakmıyorlar. - People no longer consider it strange for men to let their hair grow long.

strange
{s} bilinmeyen

Onun hobisi bilinmeyen kelebekler toplamaktır. - His hobby is collecting strange butterflies.

strange
{s} acemi
strange
yabancılık
strange
yadırgı
strange
acayiplik
strange
görülmemiş
strange
şaşılası
strange
tecrübesiz
strange
alışık olmayan
strange
{s} işe yabancı
Englisch - Englisch
strange

He thought it strange that his girlfriend wore shorts in the winter.

not normal; odd, unusual, surprising, out of the ordinary
Favoriten