not large or big; insignificant; few in numbers or size

listen to the pronunciation of not large or big; insignificant; few in numbers or size
Englisch - Türkisch

Definition von not large or big; insignificant; few in numbers or size im Englisch Türkisch wörterbuch

small
{s} ufak

Aslında, ufak bir şikayetim var. - Actually, I do have one small complaint.

Kız kardeşim ve ben tatilde Fuji Dağı'nın dibindeki ufak bir köyde kaldık. - During the vacation my sister and I stayed at a small village at the foot of Mt. Fuji.

small
{s} küçük

Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu. - He lived in a small town nearby.

Hollanda küçük bir ülkedir. - The Netherlands is a small country.

small
{s} hafif
small
{s} mütevazi
small
ufak parça
small
çok bencil
small
mütevazı
small
ufak ufak
small
küçük küçük
small
{i} dar kısım
small
{s} minik
small
{s} cömertlikten yoksun, yalnızca kendi çıkarlarını düşünen, çok bencil
small
{i} arka

Evimin arkasında küçük bir gölet var. - There is a small pond in back of my house.

Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var. - There's one small cat hiding behind the car.

small
small arms tabanca gibi ufak silahlar
small
{s} küçücük
small
bir şeyin ince yeri
small
{s} ufak tefek

Ne kazandığın patronun maaşı ile karşılaştırıldığında ufak tefek şey. - What you make is small potatoes compared to the boss's salary.

small
{s} mini
small
(sıfat) küçük, mini, ufak, minik, az, ufak tefek, küçücük, ufacık, basit, sıradan, önemsiz, fakir, zayıf, hafif, mütevazi
Englisch - Englisch
small
not large or big; insignificant; few in numbers or size
Favoriten