Definition von not large enough to consider or notice im Englisch Türkisch wörterbuch
- insignificant
- önemsiz
Yaptığın neredeyse her şey önemsiz görünebilir ama bu yaptığın önemlidir.
-Almost everything you do will seem insignificant, but it is important that you do it.
Bazen kötüleyici olarak gürültü, önemsiz ve cazibeden yoksun müzik diyoruz.
-We sometimes disparagingly call noise, music that's insignificant and devoid of any charm.
- trivial
- önemsiz
Önemsiz bir problem, uzun tefekküre ihtiyaç duymaz.
-A trivial problem doesn't require long contemplation.
Böyle önemsiz bir sorun hakkında endişelenmeyin.
-Don't worry about such a trivial problem.
- trivial
- {s} saçma
Tebeşirle yazmak saçmadır.
-Writing with chalk is trivial.
Anne babanı böyle saçma bir şeyle rahatsız etme.
-Don't bother your parents with such a trivial thing.
- insignificant
- {s} anlamsız
Ben çok önemsiz ve anlamsızım.
-I'm so unimportant and insignificant.
- insignificant
- küçük
- insignificant
- cavalacoz
- insignificant
- naçiz
- trivial
- sıradan
- insignificant
- değersiz
- trivial
- havadan sudan
- insignificant
- {s} silik
- insignificant
- {s} ufak
- insignificant
- {s} pek az
- insignificant
- {s} cüzi
- insignificant
- {s} değersiz, değmez
- trivial
- (sıfat) küçük, değersiz, önemsiz, abes, saçma
- trivial
- {s} değersiz
Relevante Übersetzungen
Definition von not large enough to consider or notice im Englisch Englisch wörterbuch
- insignificant
- trivial