not existing; lacking

listen to the pronunciation of not existing; lacking
Englisch - Türkisch

Definition von not existing; lacking im Englisch Türkisch wörterbuch

absent
{f} bulunmamak

Onun konuşma şeklinde tonlama bulunmamaktadır. - Intonation is absent in his way of speaking.

absent
(fiil) bulunmamak
absent
yok (mevcut olmama)
absent
yok olan (şey)
absent
yoklamada bulunmayan
absent
namevcut
absent
ilgisiz
absent
yok

Dün niçin sınıfta yoktun? - Why did you absent yourself from class yesterday?

O, hastalık nedeniyle yoktu. - He was absent owing to illness.

absent
{s} bulunmayan

Bugün derste bulunmayan birçok öğrenci vardı. - There was a lot of students absent from class today.

absent
çekilmek
absent
(bir yerde bulunması gerekirken orada) bulunmayan (kişi); (orada artık) bulunmayan (kişi): How many people are absent today? Bugün kaç
absent
boş/yok
absent
hazır bulunmamak için çekilip gitmek absent oneself gitmek
absent
{s} dalgın

Akıllı insanlar bile bazen dalgındır. - Even smart people are sometimes absent-minded.

Yüzünde dalgın bir bakış vardı. - He had an absent look on his face.

absent
gaip absent dalgın absent without leave vaktinde dönmek üzere kaçan
absent
uzak tut
absent
(Tıp) Namevcut, olmayan, gaip
absent
(sıfat) yok, bulunmayan, devamsız, dalgın
Englisch - Englisch
absent
not existing; lacking
Favoriten