Aynı hatayı tekrar yapma.
- Don't make the same mistake again.
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
- Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
Ben hâlâ eskisi gibi aynı kişiyim.
- I'm still the same person I used to be.
Tom eskisi gibi aynı hatayı yaptı.
- Tom made the same mistake as before.
Birkaç olası çeviri olduğunu anlarsanız benzer cümleleri not edin, çünkü aynı dilde birkaç çeviri ekleyebilirsiniz.
- If you feel there are several possible translations, note that for the same sentence, you can add several translations in the same language.
Bu iki şey benzer değil, onlar aynı!
- Those two aren't similar. They're the same.
Yerinde olsam, böyle zor bir durumda aynı şeyi yaparım.
- If I were you, I would have done the same thing in such a difficult situation.
Herkes aynı şeyi düşünüyor.
- Everyone thinks the same thing.
Bir sürü insan Tom'un hissettiği aynı şekilde hissediyor.
- A lot of people feel the same way Tom does.
Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir.
- In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.
Hep aynı dizeleri çalarsan monotonluk gelişir.
- Monotony develops when you harp on the same string.
Kardeşinin sözlüğünün aynısından bende de var.
- I have the same dictionary as your brother has.
Senin aldığın kameranın aynısını aldım.
- I have bought the same camera as you have.