Sadece bir acil operasyon hastanın hayatını kurtarabilir.
- Only an immediate operation can save the patient's life.
Acil tıbbi mücadeleye ihtiyacın var.
- You need immediate medical attention.
Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
- Search and rescue operations began immediately.
Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.
- I can't reply your message immediately, for I can't type fast.
Bu adam benim en yakın amirimdir.
- This man is my immediate superior.
Tom Mary'nin en yakın amiridir.
- Tom is Mary's immediate supervisor.
Şimdiki patronumu memnun etmek zordur.
- My immediate boss is tough to please.
Acil kalkış için hazırlanın.
- Prepare for immediate departure.
Ayrıntılar hemen hazır değildi.
- Details weren't immediately available.
Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık.
- We ate a hasty meal and left immediately.
Bu adam benim en yakın amirimdir.
- This man is my immediate superior.
Sen yakın tehlike içinde misin?
- Are you in immediate danger?
Delegeler derhal oylarını kullandılar.
- The delegates voted immediately.
Diğer sigarayı yaktı fakat onu derhal söndürdü.
- He lit another cigarette, but immediately put it out.