not deep) impression; a slight (i

listen to the pronunciation of not deep) impression; a slight (i
Englisch - Türkisch

Definition von not deep) impression; a slight (i im Englisch Türkisch wörterbuch

slight
{s} hafif

Depremi çok sayıda hafif şoklar izledi. - Several slight shocks followed the earthquake.

Kule sola doğru hafifçe eğildi. - The tower leaned slightly to the left.

slight
{s} önemsiz
slight
{s} azıcık
slight
yüzeysel
slight
hiçe sayma
slight
küçümsemek
slight
aşağılamak
slight
zayıf
slight
{s} öylesine
slight
{f} önemsememek
slight
(fiil) önemsememek, hiçe saymak, hafife almak, saygısızlık etmek, hakaret etmek, ihmal etmek, geçiştirmek
slight
{s} ufak ve ince yapılı; ince
slight
{s} ufak (bir bahane)
slight
{i} önemsememe
slight
{f} saygısızlık etmek
slight
{i} hakaret
slight
{f} hakaret etmek
slight
{s} sudan
slight
{f} adam yerine koymamak; önemsememek
slight
{s} karaktersiz
Englisch - Englisch
slight
not deep) impression; a slight (i
Favoriten