not common; rare, unusual; exceptional

listen to the pronunciation of not common; rare, unusual; exceptional
Englisch - Türkisch

Definition von not common; rare, unusual; exceptional im Englisch Türkisch wörterbuch

uncommon
{s} alışılmamış
uncommon
{s} sıradışı

Çoktan seçmeli testler sıradışı değildir. - Multiple-choice tests are not uncommon.

uncommon
acayip
uncommon
az bulunur
uncommon
olağandışı
uncommon
yaygın olmayan
uncommon
{s} nadir

Mutfaktaki bir adam, oldukça nadir bir görüntüdür. - A man in the kitchen is quite an uncommon sight.

Bu hiç nadir değil. Aslında o çok yaygın. - It's not at all uncommon. In fact, it's very common.

uncommon
seyrek
uncommon
olağanüstü
uncommon
fevkalade
uncommon
uncommonlynadiren
uncommon
müstesna
uncommon
olağanüstü/nadir
Englisch - Englisch
{s} uncommon
not common; rare, unusual; exceptional
Favoriten