not broad, not wide, covetous, near

listen to the pronunciation of not broad, not wide, covetous, near
Englisch - Türkisch

Definition von not broad, not wide, covetous, near im Englisch Türkisch wörterbuch

narrow
{f} daraltmak
narrow
{f} daralmak

Bu geçit daralmaktadır. - That gap is narrowing.

narrow
parasızlık
narrow
kıt kanaat
narrow
{s} sınırlı
narrow
{i} dar geçit
narrow
(sıfat) dar, kısıtlı, sınırlı
narrow
{i} çoğ. dar
narrow
çekmek
narrow
{s} cüzi, az
narrow
{s} sınırlı, kısıtlı
narrow
{s} dar görüşlü

Tom dar görüşlü, değil mi? - Tom is narrow-minded, isn't he?

Tom çok dar görüşlü, değil mi? - Tom is very narrow-minded, isn't he?

narrow
ensizleşmek
narrow
(fiil) daraltmak, kısmak, daralmak
narrow
{s} dar, ensiz
narrow
hasis
narrow
dar düşünceli
narrow
{s} sıkı, dikkatli
Englisch - Englisch
{a} narrow