not aware, unknowing, uninformed

listen to the pronunciation of not aware, unknowing, uninformed
Englisch - Türkisch

Definition von not aware, unknowing, uninformed im Englisch Türkisch wörterbuch

unaware
habersiz

Sami, Leyla'yı yönlendiren tatmin edilemez hırstan tamamen habersizdi. - Sami was completely unaware of the insatiable greed driving Layla.

Suçun iğrençliğinden habersizdi. - He was unaware of the enormity of the offense.

unaware
aymaz
unaware
bihaber
unaware
haberi olmamak
unaware
gaflete düşmek
unaware
{s} önemsemeyen
unaware
{s} farkında değil

O, tehlikenin farkında değildi. - He was unaware of the danger.

Tom patronu için önemli bir belgeyi çevirirken, bazı hatalar yaptığının farkında değildi. - Tom was unaware of some errors he had made when translating an important document for his boss.

unaware
{s} dikkatsiz
unaware
{s} farkında olmayan
unaware
{s} haberi olmayan
Englisch - Englisch
{s} unaware
not aware, unknowing, uninformed
Favoriten