Dönüşüm huzurlu, yavaş yavaş oldu.
- Conversion was peaceful and gradual.
Bir süre için her şey huzurlu idi.
- For a time, things were peaceful.
Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
- Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
Bizim barışçıl anayasamızı korumamız gerekir.
- We must preserve our peaceful constitution.
Bizim barışçıl anayasamızı korumamız gerekir.
- We must preserve our peaceful constitution.
Böylesine barışçıl bir manzara görmedim.
- Never have I seen such a peaceful scene.
Bugün 4 Haziran. Çin hükümetinin Tiananmen alanında barışsever bir gösteride yüzlerce insanı öldürdüğü bir gün.
- Today is the 4th of June — a day when Chinese government killed hundreds of people on a peaceful demonstration on the Tiananmen square.
Normalde ben çok barışsever bir adamım. Ama ailem tehdit edildiğinde benim ne yapacağım hiç belli olmaz.
- Normally, I'm a very peaceful man. But if my family is threatened, there's no telling what I'll do.
Ancak, grev huzurlu olmamıştı ve Aziz Martin Luther King, Jr her iki taraftan sabırlı ve sakin olmasını rica etti.
- The strike had not been peaceful, however, and Rev. Martin Luther King, Jr. begged both sides to be patient and calm.
Bu orman sakin ve huzurlu.
- This forest is quiet and peaceful.