Batı ülkeleri konuyla ilgili tutumundan dolayı Japonya'ya atlıyor.
- Western countries are jumping on Japan for its stance on the issue.
Onlar batı ülkeleriyle iletişim kurdular.
- They communicated with the Western countries.
Uzun bir deve kervanı Batıya doğru gidiyordu.
- A long caravan of camel was heading to the West.
Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı.
- Many men set out for the West in search of gold.
Didoca, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkas dilidir.
- Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan.
Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.
- In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.
Batı Berlin, Sovyet kontrolü olmadan kalacaktı.
- West Berlin would remain free of Soviet control.
Roger batıda şehirden şehire seyahat etti.
- Roger traveled from town to town in the west.
Güneş Batıdan batıyor.
- The sun is sinking in the west.
Batıdaki erkekler genellikle viski içer.
- Generally men in Westerns drink whisky.
Mary'nin ofisi evinin iki mil batısındadır.
- Mary's office is two miles west of her house.
Onun ordusu, Mississippi Nehri'nin batısındaydı.
- His army was west of the Mississippi River.
Uzun bir deve kervanı Batıya doğru gidiyordu.
- A long caravan of camel was heading to the West.
Uçak, batıya doğru uçtu.
- The plane flew toward the west.