Bu düzenleme sadece geçici.
- This arrangement is only temporary.
Onlar geçici işçi istihdam etmektedirler.
- They employ temporary workers.
Onlar bunun sadece geçici olduğunu söylediler.
- They said this was just temporary.
Geçici bir köprüye ihtiyacın olacak.
- You'll need a temporary bridge.