Bir daha onunla buluşmamaya karar verdi.
- Er war entschlossen, sie nicht noch einmal zu treffen.
Bir daha bunu yaparsan, seni eşek sudan gelinceye kadar döveceğim.
- Wenn du das noch einmal machst, werde ich dich windelweich prügeln.
Yeni baştan yapman gerekse neyi farklı yapardın?
- If you had to do it all over again, what would you do differently?
Bu yeni baştan oluyor.
- It's happening all over again.
Fiyat düşük ama ayrıca kalite çok iyi değil.
- The price is low, but then again, the quality isn't very good.
Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
- Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
Tom ve Mary, ertesi hafta yine orada buluşmak için karar verdi.
- Tom and Mary decided to meet there again the following week.
O, üç tane yedi ve yine aynı sayıda yiyebileceğini söyledi.
- He ate three and said he could eat as many again.
Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.
- And I will raise it again in three days.
Menüyü tekrar alabilir miyim lütfen?
- Can I have the menu again, please?
Görünüşe göre Mary gene sarhoş.
- It looks like Mary is drunk again.
Genellikle insanlar tüketim vergisine karşıdırlar.
- In general, people were against the consumption tax.
İki gün içinde beni yeniden ara.
- Call me again in two days.
Tom'u yeniden incitmek istemiyorum.
- I don't want to hurt Tom again.
Ondan sonra bir daha onunla karşılaşmadım.
- I didn't meet him again after that.
Bir daha asla âşık olmayacağım.
- I will never fall in love again.
O tek kelime Fransızca söyleyemez ama üstelik bir yerli gibi İngilizce konuşur.
- He can't say one word of French, but then again he speaks English like a native.