Sınıf arkadaşlarımdan hiçbiri buraya yakın yaşamazlar.
- None of my classmates live near here.
Bu günlerden biri bu günlerden hiçbiri değil.
- One of these days is none of these days.
Bu günlerden biri bu günlerden hiçbiri değil.
- One of these days is none of these days.
Herhangi bir ev, hiç olmamasından daha iyidir.
- Any house is better than none.
Telgrafla bana tebriklerini iletti.
- He sent me his congratulations by wire.
Yarışmada birinci geldiğin için tebrikler.
- Congratulations on coming first in the competition.
Biraz tuz istedim fakat kavanozda hiç yoktu.
- I wanted some salt, but there was none in the jar.
Sizinle bir ilgisi yok.
- That's none of your business.
Hiç kimse onu Tom'un yapabildiği kadar iyi yapamaz.
- None can do it as good as Tom can.
Herkes için bir arkadaş hiç kimse için bir arkadaştır.
- A friend to all is a friend to none.
Onlar yolcu hanına girdi ve üçü masaya yerleşti fakat onlardan hiçbirinin iştahı yoktu.
- They entered the inn and the three settled down at the table, but none of them had an appetite.
Dün televizyonda aynı saatte üç iyi film vardı. Ve onlardan hiçbirini görmedim.
- Yesterday, there were three good films at the same time on the TV. And I saw none of them.
Herhangi biri mi yoksa hiç biri mi?
- Any of them or none of them?
Tom'un sınıf arkadaşlarından hiç birisi, onun babasının kim olduğunu bilmiyordu.
- None of Tom's classmates knew who his father was.
the foles toke their lampes, but toke none oyle with them.
I felt none the worse for my recent illness.
And up into his contour-hous gooth he / To rekene with hymself, wel may be, / Of thilke yeer how that it with hym stood, / And how that he despended hadde his good, / And if that he encresses were or noon.
Alas, none of these people were writing the reviews.
Now don't you worry none.