no longer living

listen to the pronunciation of no longer living
Englisch - Türkisch

Definition von no longer living im Englisch Türkisch wörterbuch

dead
kör
dead
geçersiz
dead
tamamen

Parti tamamen sıkıcıydı. - The party was perfectly deadly.

Bu eserde görünen tüm karakterler tamamen hayal ürünüdürler. Yaşayan ya da ölü gerçek kişilere olan herhangi bir benzerlik sadece rastlantıdır. - All characters appearing in this work are fictitious. Any resemblance to real persons, living or dead, is purely coincidental.

dead
bozuk
dead
çok yorgun

Tom eve çok yorgun geldi. - Tom came home dead tired.

dead
direk olarak
dead
doğrudan doğruya
dead
hareketsiz/ölü vakit
dead
{f} aniden

Aniden, ölen annemi düşündüm. - I suddenly thought of my dead mother.

dead
uyuşuk

Uyuşukluk ya da tembellik yedi ölümcül günahtan biridir. - Sloth or laziness is one of the seven deadly sins.

dead
{s} sönmüş
dead
{s} dermansız
dead
öImüş
dead
{s} cansız, hareketsiz; sönük
dead
ölüdead beat çok
dead
{s} unutulmuş
dead
{s} tam

Tam bir sessizlik vardı. - There was a dead silence.

Tom fikre tamamen karşıydı. - Tom was dead set against the idea.

dead
dead as a doornail öImüş
dead
{s} ölü (renk)
dead
{s} çıkmaz

Bu çıkmazdan kurtulmaya çalışmalıyız. - We must try to break the deadlock.

Bu yol bir çıkmaz sokak. - This road is a dead end.

Englisch - Englisch
dead

All of my grandparents are dead.

no longer living

    Silbentrennung

    no long·er li·ving

    Türkische aussprache

    nō lônggır lîvîng

    Aussprache

    /ˈnō ˈlôɴɢgər ˈləvəɴɢ/ /ˈnoʊ ˈlɔːŋɡɜr ˈlɪvɪŋ/
Favoriten