no longer existing, having passed

listen to the pronunciation of no longer existing, having passed
Englisch - Türkisch

Definition von no longer existing, having passed im Englisch Türkisch wörterbuch

gone
öImüş
gone
ayrılmış
gone
{s} ilerlemiş
gone
{s} heyecanlı
gone
{s} mahvolmuş
gone
{s} bozulmuş

Bu eti ızgara yapamam. Bozulmuş! - I cannot grill this meat. It has gone bad!

gone
{s} gitmiş

Araba uçuruma gitmiş olsaydı onlar ölmüş olacaktı. - They would have been killed if the car had gone over the cliff.

O, paraya gitmiş gözüyle baktı. - He regarded the money as gone.

gone
{s} sevdalanmış
gone
far gone çok ilerlemiş
gone
{s} yok olmuş
gone
{s} kayıp

Tom bütün gece kayıp. - Tom has been gone all night.

Tom neredeyse bir haftadır kayıp. - Tom has been gone almost a week.

gone
{s} kendinden geçmiş

Tom sadece on beş dakika kendinden geçmişti. - Tom was only gone for fifteen minutes.

gone
bir ayağı çukurda a gone feeling bitkinlik
gone
{s} geçkin
gone
{s} bozuk
gone
f., bak. go
gone
kaybolmuş

Bisikletimi kaybolmuş buldum. - I found my bicycle gone.

gone
ölmüş

Tom'un gerçekten ölmüş olacağına inanamıyorum. - I can't believe Tom is really gone.

Ertesi sabah o ölmüştü. - The next morning, he was gone.

gone
Go fiilinin present perfect hâli
Englisch - Englisch
gone

The days of my youth are gone.

no longer existing, having passed
Favoriten