These clothes are finally dry.
- Bu giysiler nihayet kuru.
After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
- Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
After eight months, he eventually started dating girls again.
- Sekiz ay sonra, nihayet gene kızlarla çıkmaya başladı.
Tom eventually left Boston.
- Tom nihayet Boston'dan ayrıldı.
Tom finally got here around lunch time.
- Tom nihayet öğle yemeği sırasında buraya geldi.
Finally I have time to reply to the mail I received these three weeks.
- Nihayet bu üç hafta içinde aldığım postayı yanıtlamak için zamanım var.
At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
- Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
When Tom finally decided to come out of the closet, everyone already knew that he was gay.
- Tom nihayet eşcinsel olduğunu itiraf ettiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
The baby turned out to be a girl after all.
- Nihayet bebeğin bir kız olduğu ortaya çıktı.
She is a child after all.
- Nihayetinde o bir çocuk.
I've just signed the divorce papers; I'm free at last!
- Boşanma kağıtlarını az önce imzaladım, nihayet özgürüm!
At last, they purchased freedom with blood.
- Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.
I finished the work finally.
- Nihayet işi bitirdim.
At last he could finish the work.
- Nihayet işi bitirebildi.
At last, Mario managed to win the princess's love.
- Nihayet, Mario prensesin sevgisini kazanmayı başardı.
At last, they purchased freedom with blood.
- Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.
Sonunda doktorun sekreteri Tom'un ismini çağırdı.
- Nihayet doktorun sekreteri Tom'un adını seslendi.
Tom sonunda kabullenmeye karar verdiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
- Tom nihayet eşcinsel olduğunu itiraf ettiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
Tom sonunda kabullenmeye karar verdiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
- Tom nihayet eşcinsel olduğunu itiraf ettiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
Sonunda doktorun sekreteri Tom'un ismini çağırdı.
- Nihayet doktorun sekreteri Tom'un adını seslendi.