Uzun sonbahar gecelerinde okumaktan daha iyi bir şey yoktur.
- There's nothing better than reading in the long autumn nights.
Okul geceleri, Tom saat dokuzda yatar fakat cuma ve cumartesi günleri çok daha geç saatlere kadar kalır.
- On school nights, Tom goes to bed at nine o'clock, but on Fridays and Saturdays, he stays up much later.
Altı gece için bir odaya ihtiyacım var.
- I need a room for six nights.
O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
- Many nights did he spend, looking up at the stars.
Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
- I'd like to stay one more night. Is that possible?
Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
- Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
- He worked from morning till night.
O her zaman sabahtan akşama kadar çalışıyor.
- He is always working from morning till night.
Aysız gece karanlıktı.
- It was a dark, moonless night.
Çimlere uzanıp karanlık gökyüzüne doğru baktık.
- We lay down on the grass and stared at the night sky.
O, gece vakti yalnız dışarıya çıkmaması için onu uyardı.
- She warned him not to go out at night alone.
Gece vakti kuyumcu dükkanını soydular.
- They robbed the jewelry store during the night.
I work nights.
The cat disappeared into the night.
We stayed at the Hilton for five nights.
a night on the town.
... the castle overlooking the town was built by the nights of hospital nurse ...