Cuma geceleri, sık sık arkadaşlarımla birlikte pizza yemeye giderim.
- On Friday nights, I often go eat pizza with my friends.
Cumartesi geceleri sık sık dışarıda yemek yiyor.
- He often eats out on Saturday nights.
O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
- Many nights did he spend, looking up at the stars.
Dört gece için sahip olduğunuz en ucuz odayı istiyorum.
- I'd like the most inexpensive room you have for four nights.
Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
- I'd like to stay one more night. Is that possible?
Dün gece arabam çalındı.
- My car was stolen last night.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
- He worked from morning till night.
Cuma akşamı, üç adam Bay White'ın oteline geldi ve üç oda istedi.
- On Friday night, three men came into Mr White's hotel and asked for rooms.
Karanlık ve fırtınalı bir geceydi.
- It was a dark and stormy night.
O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.
- As he sits in the dark, typing away at his computer, he hears the sound of morning birds chirping away and realizes he has been up all night - but the insomniac still refuses to sleep.
O, gece vakti yalnız dışarıya çıkmaması için onu uyardı.
- She warned him not to go out at night alone.
Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
- Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
I work nights.
The cat disappeared into the night.
We stayed at the Hilton for five nights.
a night on the town.
... the castle overlooking the town was built by the nights of hospital nurse ...