Tom çok sevimli bir adam gibi görünüyor.
- Tom seems like a very nice man.
Tom gerçekten son derece sevimli.
- Tom is really awfully nice.
Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım.
- If I had enough money, I would buy that nice car.
Romada hoş bir zaman geçiriyoruz.
- We are having a nice time in Rome.
Ne güzel bir sürpriz!
- What a nice surprise!
Havanın güzel olup olmayacağını merak ediyorum.
- I wonder if it will be nice.
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
- He is very nice. He never speaks ill of others.
Çok kibarsın diye Willie yanıtladı.
- That's very nice of you, Willie answered.
Havanın o kadar iyi olması tesadüftür.
- It is lucky that the weather should be so nice.
Buranın yakınında iyi bir Tayland restoranı var.
- There's a nice Thai restaurant near here.
Kavun, tatlı kokuyor ve tadı çok güzel.
- The melon smells sweet and tastes very nice.
Leyla çok hoş tatlı bir kadındı.
- Layla was a very nice sweet woman.
O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil.
- That's not a very nicely asked question.
Leyla güzel bir şekilde giyindi.
- Layla dressed nicely.
Tom gerçekten şirin bir adamdı.
- Tom was a really nice guy.
Neden sadece bana karşı şirinsin?
- Why are you only nice to me?
Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır.
- One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
- He is very nice. He never speaks ill of others.
O aslında nazik bir insandır.
- He is basically a nice man.
Bana karşı çok naziktin, ve ben gerçekten hoş bir yolculuk yaptım. Çok teşekkür ederim.
- You were so nice to me, and I had a really pleasant trip. Thanks so much.
Beni yolcu etmeye gelmeniz bir inceliktir.
- It's nice of you to see me off.
Ateş artık güzelce yanıyor.
- The fire's blazing nicely now.
Tom güzel giyinmişti.
- Tom was nicely dressed.
Tom Mary'ye çok iyi davranmadı
- Tom didn't treat Mary very nicely.
Tom Mary'ye çok iyi davranmaz.
- Tom doesn't treat Mary very nicely.
Leyla güzel bir şekilde giyindi.
- Layla dressed nicely.
O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil.
- That's not a very nicely asked question.
Dağlar uzaktan daha hoş görünür.
- The mountains look nicer from a distance.
Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu.
- I saw a red car and a white one. The red one was nicer looking than the white one.
Tom, tanıştığım en hoş erkeklerden birisi.
- Tom's one of the nicest guys I've ever met.
Tom şimdiye kadar tanıştığım en hoş erkeklerden biri.
- Tom is one of the nicest guys I've ever met.
I think our teacher as nice as pie. She is very kind and patient.
İnsanları ziyaret etmek ziyaret edilmekten daha hoştur.
- Visiting people is nicer than being visited.
Hediyeler vermek, onları almaktan her zaman daha hoştur.
- Giving gifts is always nicer than receiving them.
Çok güzel görünümlü bir el yazısı var.
- She has very nice-looking handwriting.
Singapore bu resimde çok güzel görünüyor.
- Singapore looks very nice in this picture.
Tom! Seni tekrar görmek ne güzel!
- Tom! How nice to see you again!
Yine Hawaii'de olmak ne güzel!
- How nice to be in Hawaii again!
Ne iyi ettin de geldin.
- How nice of you to come.
Tom'un yaratıcı düşüncesi Mary'nin örgütsel yeteneklerini güzelce tamamladı.
- Tom's creative thinking nicely complemented Mary's organizational talents.
Bu güzelce işe yaradı.
- It has worked out nicely.
Tom Mary'ye çok iyi davranmadı
- Tom didn't treat Mary very nicely.
Tom Mary'ye çok iyi davranmaz.
- Tom doesn't treat Mary very nicely.
Lütfen şimdi bana kibarca davran.
- Please treat me nicely now.
What is a nice person like you doing in a place like this?.
The soup is nice and hot.
A third-term senator holds a nice level of seniority.
Fermat believed he had a nice proof of his theorem.
Why it should have attained such longevity is a nice question.
He dresses real nice.
Nice! I couldn't have done better.
It has been a damned nice thing - the nearest run thing you ever saw in your life -- The Duke of Wellington shortly after the Battle of Waterloo, 1815.
What a nice dress!.
The pie came out of the oven nice and hot.
Nice guys are historically the grail of dating. ... As both Nora and I reminisced and compared how we were treated by the manwhore and by the nice guy, the manwhore always won out.
People who like one another often go along with one another's ideas to keep everyone happy. In Minnesota, people often call this Minnesota nice. The intent is not to hurt anyone's feelings.
Their new anchor, or family member, as they call him, isn't resonating with the viewers, who aren't sure he's Minnesota nice, as Sarah Lemanczyk reports.
He lookt askew with his mistrustfull eyes, / And nicely trode, as thornes lay in his way, / Or that the flore to shrinke he did auyse .
I came in this morning expecting him to be furious with me and he was nice as pie.
... So this is a really nice 3D model of the ...
... That's a nice -- [ Laughter ] ...