Sonraki durakta trenden ineceğim.
- I'm getting off the train at the next stop.
Sonraki tren ne zaman ayrılacak?
- What time does the next train leave?
Gitmemiz ya da kalmamız gerekip gerekmediği sorusu ardından gelir.
- The question whether we should go or stay comes next.
Bir tayfun geçer geçmez ardından bir sonraki yaklaşır.
- No sooner has one typhoon passed than the next one approaches.
Tom ve Jane tartıştılar fakat ertesi sabah barıştılar.
- Tom and Jane quarreled, but they made up the next morning.
Tom bütün gece ve ertesi günün çoğunu bir kütük gibi uyudu.
- Tom slept like a log all night and most of the next day.
Onu hemen sonra söyleyecektim.
- I was going to say that next.
Heisei, Showa döneminden hemen sonradır.
- Heisei is next after the Showa era.
Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?
- When is the next guided tour?
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Tanıtım sırasında bir sonraki kişisin.
- You are the next in line for promotion.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Bir dahaki sefere beni görmeye geldiğinde, sana kitabı göstereceğim
- Next time you come to see me, I will show you the book.
Bir dahaki sefere saat onda, 1 Haziran'da, gelecek sene buluşacağız.
- We'll meet next time at ten o'clock, June the first, next year.
Tom bitişik odadan bazı sesler duyduğunu söyledi.
- Tom thought he heard some voices in the next room.
Tom bitişikte yaşayan adamla geçinemiyor.
- Tom doesn't get along with the man who lives next door.
Onun daha sonra yaptığı benim için oldukça sürprizdi.
- What he did next was quite a surprise to me.
Daha sonra ne oldu bilmiyorum.
- What happened next, I don't know.
Bundan sonraki cadde nedir?
- What is the next street after this?
Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak.
- Prince Charles will be the next British king.
Ardından gelen şey bir gizemdi.
- What happened next was a mystery.
Bundan sonra ne olacağını biliyorum.
- I know what happens next.
Bundan sonra ne yapacağımı bilmiyorum.
- I don't know what I'm going to do next.
İleride ne olacağını hiç kimse bilmiyor.
- Nobody knows what will happen next.
Sonraki tren ne zaman ayrılacak?
- What time does the next train leave?
Sonraki durakta trenden ineceğim.
- I'm getting off the train at the next stop.
Önümüzdeki ay onun bir bebeği olacak.
- She will have a baby next month.
Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
- According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring.
Bill gelecek hafta geri gelecek.
- Bill will return next week.
Kız kardeşim gelecek sene Tokyo'ya gidecek.
- My sister will go to Tokyo next year.
Tom konserde Mary'nin yanına oturdu.
- Tom sat next to Mary at the concert.
Tom Mary'nin yanına oturdu.
- Tom sat next to Mary.
Tom Mary'ye bitişik komşuya gitmesini ve komşunun yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamasını söyledi.
- Tom told Mary to go next door and see if the neighbors needed any help.
Bitişik komşudaki köpek tehlikeli.
- The dog next door is dangerous.
Tom sınıfta Mary'nin yanında oturdu.
- Tom sat next to Mary in class.
Temizlik, dindarlığın yanındadır.
- Cleanliness is next to godliness.
Kitabı neredeyse bedava aldı.
- She bought the book for next to nothing.
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt etmek neredeyse imkansız.
- The twins look so much alike it's next to impossible to distinguish one from the other.
The next week is full.
Next, please, don't hold up the queue!.
The party is next Tuesday; that is, not this Tuesday, but nine days from now.
When we next meet, you'll be married.
I'll know better next time.
Next, we stripped off the old paint.
... faces and display their biography next to the image as you talk to them, and then when ...