Herkes haberi biliyor.
- Everybody knows the news.
Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi.
- The television show was interrupted by a special news report.
Bilgisayarınızda habere erişilebilir.
- News can be accessed on your computer.
Elektronik haber medya temel bilgi kaynağımızdır.
- Electronic news media is our primary source of information.
Senin bütün havadislerini duymak istiyorum.
- I want to hear all your news.
Tom hakkında havadisim var.
- I have news about Tom.
Bu kitabın yazarı Bay Ogata eskiden bir gazeteciymiş.
- Mr Ogata, the author of this book, used to be a newspaperman.
Gazeteci olmak istiyorsan dikkatli olmalısın.
- If you want to be a newspaperman, you have to be observant.
That's news to me.
... The way news is presented or has to be presented in ...
... you wanted and use that saved time to have you read the news ...