never before seen or done, without precedent

listen to the pronunciation of never before seen or done, without precedent
Englisch - Türkisch

Definition von never before seen or done, without precedent im Englisch Türkisch wörterbuch

unprecedented
{s} (daha önce) görülmemiş, o zamana kadar karşılaşılmamış, benzeri görülmemiş
unprecedented
görülmemiş

Görülmemiş yollar denenmeli. - Unprecedented ways should be tried.

Tokyo borsası benzeri görülmemiş bir düşüş gösterdi. - The Tokyo stock market recorded an unprecedented loss.

unprecedented
{s} örneğine rastlanmamış
unprecedented
görülmemiş (daha önce)
unprecedented
{s} eşi benzeri görülmemiş

Bu bütünüyle eşi benzeri görülmemiş. - This is totally unprecedented.

Bu eşi benzeri görülmemiş bir jest. - This is an unprecedented gesture.

unprecedented
{s} benzeri yaşanmamış
unprecedented
alternatifsiz
unprecedented
bu güne kadar görülmemiş
unprecedented
emsalsiz
unprecedented
eşsiz
unprecedented
yeni
unprecedented
{s} eşi görülmemiş

Bu yıl durum eşi görülmemiş. - The situation this year is unprecedented.

Englisch - Englisch
unprecedented
never before seen or done, without precedent
Favoriten