Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
- I've never seen such a wonderful sunset.
O kitabı hiç okumadım.
- I have never read that book.
Hafta sonları asla çalışmam.
- I never work on weekends.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
- Mary decided never to see him any more.
Büyükannem yaşam tarzını hiçbir zaman değiştirmedi.
- My grandmother never changed her style of living.
O hiçbir zaman babasının söylediklerini önemsemez.
- He never takes any notice of what his father says.
Tom hiç bir zaman tek başına Boston'a gitmene izin vermeyecek.
- Tom is never going to let you go to Boston by yourself.
Ben hiç bir zaman bir kişiye söz vermedim.
- I never promised anybody anything.
Dedem ve büyükannem sütlü kahveyi katiyen sevmezlerdi.
- My grandparents never liked coffee with milk.
... You never know. ...
... summer. My parents were so frustrated, because I would never go outside. I'd just be, like, ...