Onun yeni romanı çoksatar oldu.
- Sein neuer Roman ist ein Bestseller geworden.
Yeni bir bilgisayar almak istiyorum.
- Ich möchte einen neuen Computer kaufen.
Çin'de başka bir arkadaşım var.
- I have another friend in China.
On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.
- Another ten minutes' walk brought us to the shore.
Buna bir daha bakmanı istiyorum.
- I'd like you to take another look at this.
Onu bir daha deneyeceğiz.
- We're going to give it another try.
O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.
- She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.
- For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.
Lütfen bana başka bir tane daha gösterir misiniz?
- Would you please show me another one?
Bu gömleği sevmiyorum. Bana başka bir tane göster.
- I don't like this shirt. Show me another.
Sen kendi suçlarını hatırladığında, başka birininkini unutursun.
- When you remember your own crimes, you forget another's.
Başka biri için yer var mı?
- Is there space for another person?
Geçmişi unutmak ve yeniden başlamak zorundasın.
- You need to forget the past and start afresh.
Bunu sevmedim. Bana bir başkasını göster.
- I don't like this. Show me another.
Bir ağaç ölürse yerinde bir başkası yetişir.
- If a tree dies, plant another in its place.
O konuşurken çoğunlukla bir konudan diğerine atlar.
- He frequently jumps from one topic to another while he is talking.
Her ev diğerine bağırma mesafesindedir.
- Each house is within shouting distance of another.