Where do you want to sit?
- Nerede oturmak istiyorsun?
Please tell me where you will live.
- Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
Can you account for your whereabouts on the night of the murder?
- Cinayet gecesi nerede olduğunu açıklayabilir misin?
I'd like to know Tom's whereabouts.
- Tom'un nerede olduğunu bilmek istiyorum.
Wherever you say, Tom.
- Her nerede söylersen, Tom.
Wherever you go, don't forget where you came from.
- Nereye gidersen git, nereden geldiğini unutma.