Where did you see the woman?
- Kadını nerede gördün?
Where do you want to sit?
- Nerede oturmak istiyorsun?
Can you account for your whereabouts on the night of the murder?
- Cinayet gecesi nerede olduğunu açıklayabilir misin?
We couldn't find out her whereabouts.
- Onun nerede olduğunu bulamadık.
Wherever you say, Tom.
- Her nerede söylersen, Tom.
Wherever you go, don't forget where you came from.
- Nereye gidersen git, nereden geldiğini unutma.
We must do everything we can to fight oppression wherever it occurs.
- Nerede olursa olsun baskıyla mücadele etmek için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız.
I can take a nap wherever.
- Nerede olursa bir şekerleme yapabilirim.
Where do you want to sit?
- Nerede oturmak istiyorsun?
Where is the railroad station?
- Demiryolu istasyonu nerede?
What part of Australia do you come from?
- Avusturalya'nın neresindensin?
What part of Boston does Tom live in?
- Tom Boston'un neresinde oturuyor?
Wherever you say, Tom.
- Her nerede söylersen, Tom.