Please tell me where you will live.
- Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
Where is the railroad station?
- Demiryolu istasyonu nerede?
The whereabouts of the suspect is still unknown.
- Şüphelinin nerede olduğu hâlâ bilinmiyor.
I'd like to know Tom's whereabouts.
- Tom'un nerede olduğunu bilmek istiyorum.
Come out, come out, wherever you are!
- Dışarı çık, dışarı çık, neredeysen!
Wherever you go, don't forget where you came from.
- Nereye gidersen git, nereden geldiğini unutma.