Bizim karşılıklı sorunumuza bir çözüm bulmak için birlikte çalışmamız gerekmektedir.
- We need to work together to find a solution to our mutual problem.
Amerikalıların Çin'e seyahat etmeleri için bir vizeye ihtiyaçları var.
- Americans need a visa to travel to China.
Büyük bir ordu ve donanmaya ihtiyaç olacaktı.
- A large army and navy would be needed.
Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
- At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
Bana ilaç gerekiyor. Eczane nerede?
- I need medicine. Where is the pharmacy?
Sanırım benim yardımıma gereksinimin var.
- I think you need my help.
Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
Ne kadar yaşlanırsanız, uykuya o kadar az ihtiyaç duyarsınız.
- The older you get, the less sleep you need.
Fabrika işçilerinin aileleri okul, hastane ve mağazalara ihtiyaç duyar; böylece bu hizmetleri sağlayacak daha fazla insan yaşamak için bu bölgeye gelir ve de bir şehir oluşur.
- The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
Dünya'nın petrol yerine yeni enerji kaynakları geliştirmesi gerekmektedir.
- The world needs to develop new energy sources in place of oil.
Bizim karşılıklı sorunumuza bir çözüm bulmak için birlikte çalışmamız gerekmektedir.
- We need to work together to find a solution to our mutual problem.
Fakir olmak az şeye sahip olmak değil fakat çok şeye ihtiyacı olmaktır.
- To be poor is not to have little, but to need much.
Sakalı var ve bu yüzden traş olmaya ihtiyaç duymaz.
- He has a beard, and therefore he doesn't need to shave.
Gittiğin yerde buna ihtiyaç duymayacaksın.
- You won't be needing that where you're going.
Biriyle konuşman gerekirse istediğin zaman beni ara.
- If you need to talk to someone, call me any time you want.
Tom gerekirse bilgisayarımı kullanabilir.
- Tom may use my computer if he needs to.
Fabrikamızın birçok makineye gereksinimi var.
- Our factory needs a lot of machinery.
Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
Living things need water to survive.
Our needs are not being met.
You need not go if you don't want to.
More ample spirit, then hitherto was wount, / Here needes me .
I've always tried to have few needs beyond food, clothing and shelter.
Aren't you in need of help?
- Aren't you in need of help?
... on this one is not good enough. We need to start thinking now about the principles we'll ...
... So what the President has said is that we need to tackle both at the same time. What ...