For some reason, I'm wide awake and can't fall asleep.
- Nedense, tamamen uyanığım ve uykuya dalamıyorum.
It doesn't seem strange, but for some reason it feels strange...
- Garip görünmüyor ama nedense garip hissettiriyor.
You look different somehow.
- Her nedense farklı görünüyorsun.
Somehow you don't sound too good today. Is anything the matter?
- Her nedense bugün çok iyi görünmüyorsun. Sorun mu var?
A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
- İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
The accident has caused many deaths.
- Kaza çok fazla ölüme neden oldu.
I am not going, because, among other reasons, I don't have money.
- Gitmiyorum.çünkü,diğer nedenler arasında,param yok.
For one reason or another, their holiday in France wasn't as good as they expected it would be.
- Şu ya da bu nedenle, onların Fransa'daki tatili onların olmasını umdukları kadar iyi değildi.
Why did you paint the bank red?
- Neden bankı kırmızıya boyadın?
Why are there no taxis at the station today?
- Neden bugün istasyonda taksi yok?
Mars is red because of rusty iron in the ground.
- Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.
Adultery was a ground for divorce.
- Zina bir boşanma nedeniydi.
Jealousy was the motive for the murder.
- Cinayetin nedeni kıskançlıktı.
Tom had no motive to kill Mary.
- Tom'un Mary'yi öldürmek için nedeni yoktu.
Women seem to like him for some reason.
- Her nedense kadınlar ondan hoşlanıyor gibi görünüyor.
For some reason, I feel sleepy when I start studying.
- Her nedense okumaya başladığımda kendimi uykulu hissediyorum.
Why did you turn down his request for a pay rise?
- Onun ücret artışı ile ilgili ricasını neden geri çevirdin?
It may give rise to serious trouble.
- O, ciddi bir soruna neden olabilir.
Why do you always have to get so personal when we have an argument?
- Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?
Why on earth did you sell your newly-built house?
- Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?
I'm just a simple factory worker. Why do you bother me?
- Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?
Why do I have to do this? What's the point?
- Neden bunu yapmak zorundayım? Anlamı ne?
Love your enemies, for they point out your mistakes.
- Senin hatalarını belirttikleri nedeniyle düşmanlarını sev.
Why don't we let Tom handle this matter? After all, he's the expert, right?
- Neden Tom'un bu mesele ile ilgilenmesine izin vermiyoruz? Nede olsa, o uzman, değil mi?
I don't know why it should matter.
- Neden önemli olması gerektiğini bilmiyorum.
Do you know why spring rolls are called spring rolls?
- İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?
That being the case, he had little to say.
- Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.
Somehow I have taken a fancy to that girl.
- Her nedense o kızdan hoşlanmaya başladım.
You look different somehow.
- Her nedense farklı görünüyorsun.
Why don't we share a room?
- Neden bir odayı paylaşmıyoruz?
Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement.
- Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.
Correlation doesn't equal causation.
- Korelasyon nedenselliğe eşit değildir.
Correlation doesn't imply causation.
- Korelasyon nedensellik anlamına gelmez.