neat; pretty; fine; elegant

listen to the pronunciation of neat; pretty; fine; elegant
Englisch - Türkisch

Definition von neat; pretty; fine; elegant im Englisch Türkisch wörterbuch

gent
(Argo) delikanlı
gent
centilmen

O gerçek bir centilmen. - He is a real gentleman.

Bir centilmen böyle bir şey yapmazdı. - A gentleman wouldn't do such a thing.

gent
erkek

Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü. - The gentleman was killed by a slave in revolt.

Eğlence parkında kendi kendine ağlayan bir erkek çocuk buldu, ve onunla kibarca konuştu. Hey, evlat, Sorun nedir? Kayboldun mu? Seni kayıp çocuklar bölümüne götürmemi ister misin? - In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department?

gent
argo erkek
gent
adam

Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi. - The gentle-looking old man got up and gave his hand to me.

Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı. - He described the man as a model gentleman.

gent
i., k.dili. erkek, adam
Englisch - Englisch
gent
neat; pretty; fine; elegant
Favoriten