near the beginning; preceeding; as, the former part of a discourse or argument

listen to the pronunciation of near the beginning; preceeding; as, the former part of a discourse or argument
Englisch - Türkisch

Definition von near the beginning; preceeding; as, the former part of a discourse or argument im Englisch Türkisch wörterbuch

former
{s} önceki

Daha önceki evimiz İsveç'teydi. - Our former home was in Sweden.

Derin ve saygılı huşuyla şamdanı önceki yerine koydum. - With deep and reverent awe I replaced the candelabrum in its former position.

former
evvelki
former
{i} gövde (uçak)
former
(Askeri) kalıplayıcı
former
kalıpçı
former
(Askeri) dökümcü
former
(Askeri) taslakçı
former
{i} sınıf öğrencisi
former
ilk

Sadece iki şey sonsuzdur, evren ve insanoğlunun aptallığı, ve ben ilkinden emin değilim. - Only two things are infinite, the universe and human stupidity, and I'm not sure about the former.

Filmin ilk yarısı sıkıcıydı. - The former half of the film was dull.

former
{s} eski

Arjantin'in eski para birimi Austral'di. Sembolü ₳ idi. - The former Argentine currency was Austral. Its symbol was ₳.

Fransa'nın para birimi franktı ve sembolü ₣ idi. Frank Fransa'da artık kullanılmıyor ama Gine gibi bazı eski Fransız kolonilerinde hâlâ kullanılmaktadır. - France's currency was the franc, and its symbol was ₣. While it is no longer used in France, francs are still in use in some former French colonies such as Guinea.

former
(sıfat) önceki, eski, geçen, sabık, geçmiş
former
biçimlendirici şey veya kimse
former
{s} the birinci, ilk, ilk söylenen
former
öncel
former
former times geçmiş zaman
former
(isim) biçimlendirici, gövde (uçak), sınıf öğrencisi
former
önceki şey/kimse
former
eski günler
Englisch - Englisch
former
near the beginning; preceeding; as, the former part of a discourse or argument

    Silbentrennung

    near the beginning; preceeding; as, the form·er part of a dis·course or ar·gu·ment

    Aussprache

Favoriten