O Portekizce konuşur.
- He speaks Portuguese.
Nick Portekizce'yi çok iyi konuşabilir. Çünkü 5 yıldır onu öğreniyor.
- Nick can speak Portuguese very well. That's because he's been studying it for 5 years.
Benim tarih öğretmenim eski bir Portekizli.
- My history teacher is an old Portuguese.
Biz okulda Portekizli Pedro Alvares Cabral'ın Brezilya'yı keşfettiğini öğrendik.
- We learned at school that the Portuguese Pedro Álvares Cabral discovered Brazil.
Angola bir zamanlar bir Portekiz bölgesiydi.
- Angola was once a Portuguese territory.
Nick Portekizce'yi çok iyi konuşabilir. Çünkü 5 yıldır onu öğreniyor.
- Nick can speak Portuguese very well. That's because he's been studying it for 5 years.