nasilsin

listen to the pronunciation of nasilsin
Türkisch - Türkisch

Definition von nasilsin im Türkisch Türkisch wörterbuch

Nasıl
nice
Nasıl
ne
nasıl
"Ne gibi, ne türlü" anlamında kullanılır
nasıl
Ne gibi, ne türlü
nasıl
İşin zorunlu olduğunu belirtir
nasıl
Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirtir: "Falih Rıfkı Atay gibi en güzel Türkçeyi yazan bir muhabirin kaleminden bu satırlar nasıl çıktı?"- O. S. Orhon. İşin zorunlu olduğunu belirtir
nasıl
Elbette, kesinlikle. "Ben sana dememiş miydim, gördün mü?" anlamında kullanılır. "Ne dediniz?" veya "iyi mi, beğendiniz mi?" anlamlarında kullanılır
nasıl
Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılır: "Ben dudaklarımın ucuna gelen bir suali nasıl sorduğumu, niçin sorduğumu bilmiyorum."- S. F. Abasıyanık
nasıl
Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılır
nasıl
Elbette, kesinlikle
nasıl
Ne kadar çok
nasıl
Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirtir
nasıl
"Ne dediniz?" veya "iyi mi, beğendiniz mi?" anlamlarında kullanılır
nasıl
"Ben sana dememiş miydim, gördün mü?" anlamında kullanılır
Türkisch - Englisch

Definition von nasilsin im Türkisch Englisch wörterbuch

nasılsın
how are you

Good morning, how are you doing? - Günaydın, nasılsınız?

Hello Mimi! How are you? - Merhaba Mimi! Nasılsın?

nasılsın
how you doing
nasıl
how

Could you explain how the dishwasher works? - Bulaşık makinasının nasıl çalıştığını anlatabilir misin?

How did your interview go? - Röportajın nasıl gitti?

nasılsın?
(deyim) how goes it?
nasılsın ?
how are you?
nasıl
what

I like to take things apart to see what makes them tick. - Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim.

Do you remember what she was like? - Onun nasıl biri olduğunu hatırlıyor musun?

nasıl
how much, how: O pırlantayı nasıl istiyor, bir bilsen! If only you knew how much she wants that diamond!
sen nasılsın
how about you
nasıl
what did you say?
nasıl
how is it?
nasıl
what sort
selam nasılsın
hello how are you
nasıl
however

However that may be, I am wrong. - Nasıl olursa olsun, ben hatalıyım.

However we go, we must get there by seven. - Nasıl gidersek gidelim, yediye kadar oraya varmalıyız.

nasıl
how to

Do you know how to drive? - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

Few students know how to read Latin. - Latince'nin nasıl okunacağını çok az öğrenci bilir.

nasıl
wherein
merhaba nasılsın
hello how are you
nasıl
how, what sort; What did you say?, How is it?, Come again?
nasıl
how of
nasılsın?
how are you ?
nasıl
just as ..., so too ...: Türkçeyi nasıl öğrendiysen Arapçayı da öyle öğrenebilirsin. You'll learn Arabic the same way you learned Turkish
nasıl
wherewith
nasıl
How?/How ...?: Nasılsınız? How are you? Oraya nasıl gittin? How did you go there? Kahven nasıl olsun? How do you want your coffee? (e.g. Black?/With sugar?)
nasıl
Just what do you mean? (said threateningly): "Ali okula gitmeyecekmiş." "Nasıl gitmezmiş?" "It seems Ali won't be going to school." "Just what do you mean by that?"
nasıl
pardon

Pardon me, how do I get to Downing Street from here? - Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?

nasıl
eh
nasıl
What sort of ...?: Nasıl bir kumaş o? What sort of cloth is it?
nasıl
huh
nasıl
Did I hear you aright?/Are my ears deceiving me?: "Bu sözlük hiç bitmez." "Nasıl?" "This dictionary will never be completed." "Did I hear you aright?"
nasıl
howsoever
nasilsin
Favoriten