Tom was a delicate child.
- Tom narin bir çocuktu.
The delicate, graceful flowers are in bloom.
- Narin, zarif çiçekler çiçek açmış.
Young girls' desire for slim figures is strong.
- Genç kızların narin şekiller için arzusu güçlüdür.
Flowers are so fragile and so beautiful, that you can't speak about them without poetry or metaphors.
- Çiçekler o kadar narin ve güzeldir ki şiirler ve metaforlar olmadan onlar hakkında konuşamazsın.
His paper plane was fragile.
- Onun kağıt uçağı narindi.
The elderly woman was frail but feisty.
- Yaşlı kadın narin ama alıngandı.