En yakın postane, Cavendon Road'dadır.
- Das nächste Postamt ist auf der Cavendon Road.
En yakın hastane nerede?
- Wo ist das nächste Krankenhaus?
İtfaiye gelmeden yangın sonraki binaya yayıldı.
- The fire had spread to the next building before the firemen came.
Sonraki tren ne zaman ayrılacak?
- What time does the next train leave?
Tom bütün gece ve ertesi günün çoğunu bir kütük gibi uyudu.
- Tom slept like a log all night and most of the next day.
Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.
- The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.
Bundan sonraki cadde nedir?
- What is the next street after this?
Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak.
- Prince Charles will be the next British king.
Sonraki tren ne zaman ayrılacak?
- What time does the next train leave?
Daha sonra ne oldu bilmiyorum.
- What happened next, I don't know.
Bundan sonra ne yapacağımı bilmiyorum.
- I don't know what I'm going to do next.
Lütfen bundan sonra ne yapmam gerektiğini bana söyler misiniz?
- Would you please tell me what I should do next?
Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya varacak.
- She will arrive in Tokyo at the beginning of next month.
Önümüzdeki cuma onu göreceğim.
- I'll see him next Friday.
Bitişik komşudan gelen müzik yüksek ve rahatsız ediciydi.
- The music coming from next door was loud and annoying.
Tom Mary'ye bitişik komşuya gitmesini ve komşunun yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamasını söyledi.
- Tom told Mary to go next door and see if the neighbors needed any help.
Ben onun daha sonra ne zaman geleceğini bilmiyorum.
- I am uncertain when he will come next.
Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
- There is no telling what will happen next.
Bay Johnson'ın evi evimin yanındadır.
- Mr Johnson's house is next to my house.
Evimin yanında birkaç dükkân var.
- There are a few shops next to my house.
Senin yanına oturabilir miyim?
- May I sit next to you?
Tom konserde Mary'nin yanına oturdu.
- Tom sat next to Mary at the concert.
Tom bitişik odadan gelen bir müzik duydu.
- Tom heard some music coming from the next room.
Tom, bitişik odadaki ebeveynlerinin ne konuştuğunu duyup duyamayacağını anlamak için kulağını duvara dayadı.
- Tom pressed his ear against the wall to see if he could hear what his parents were discussing in the next room.
The next week is full.
Next, please, don't hold up the queue!.