nachsehen

listen to the pronunciation of nachsehen
Deutsch - Türkisch
{'na: hze: ın} kontrol etmek, gözden geçirmek; (gözleriyle) izlemek; (kitaba) bakmak, başvurmak
(birini gözleriyle) izlemek, arkasından bakmak; göz yummak, mazur görmek; gözden geçirmek, kontrol etmek; (kitaba) bakmak, başvurmak
arkasından bakmak
das Nachsehen haben
avucunu yalamak
Englisch - Türkisch

Definition von nachsehen im Englisch Türkisch wörterbuch

see
{f} bakmak

Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur. - The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.

see
bakınız

Daha fazla bilgi için www.example.com'a bakınız. - See www.example.com for more information.

Lütfen ayrıntılar için aşağıya bakınız. - Please see below for details.

see
dikkat etmek
see
farkına varmak
see
gör

Mary artık onu asla görmemeye karar verdi. - Mary decided never to see him any more.

Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın. - It seems to me that you are wrong.

see
{f} anlamak

Benim doğru konuşup konuşmadığımı anlamak için gözleri yüzümü aradı. - His eyes searched my face to see if I was talking straight.

Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm. - I went all the way to see her only to find her away from home.

see
{f} görüp geçirmek
see
{i} piskoposluk
see
gör(mek)
see
{i} papalık
see
gereğini yapmak
see
see a thing through bi
see
(fiil) görmek, seyretmek, bakmak, görüp geçirmek; görüşmek; anlamak; sezmek, farketmek; göz önüne almak; uğurlamak, yolcu etmek
see
{f} görmek: If you shut your eyes you won't see anything. Gözlerini kaparsan hiçbir şey görmezsin
see
{f} farketmek
see
{f} anlamak: Do you see what I
see
bir yolunu bulmaya çalışmak