nach treu und glauben (nachgestellt)

listen to the pronunciation of nach treu und glauben (nachgestellt)
Englisch - Türkisch

Definition von nach treu und glauben (nachgestellt) im Englisch Türkisch wörterbuch

innocent
masum

Annem yeteri kadar masum bir halde Biraz daha bira ister misin? diye sordu. - Mom was innocent enough to ask him: Would you like any more beer?

İlk başta, onların hepsi onun masum olduğuna ikna oldular. - At first, they were all convinced he was innocent.

innocent
{s} suçsuz

Beth, Sally'nin yalnızca suçsuz numarası yaptığını iddia etti. - Beth argued that Sally was only pretending to be innocent.

Tom suçsuz olduğunu hakime söyledi. - Tom told the judge that he was innocent.

innocent
arı
innocent
{i} aptal

Sen aptal bir kız değilsin, değil mi? - You're not an innocent girl, are you?

innocent
{i} günahsız
innocent
{i} zararsız kimse
innocent
suçsuz olmak
innocent
safdil
innocent
{i} saf

Görünüşe rağmen, sen bir sapıksın. Ben bir sapık değilim. Ben saf ve masum bir genç kızım. Evet, evet, yok daha neler. - Despite appearances, you're a pervert. I'm not a pervert. I'm a pure and innocent young girl. Yeah, yeah, give me a break.

Tom saf saf gülümsedi. - Tom smiled innocently.

innocent
temiz kalpli
innocent
zararsız

Onların hepsi zararsız çocuklar. - They are all innocent children.

innocent
saflıkla
innocent
innocent emusement zararsız eğlence
innocent
{i} saftrik
innocent
innocentlymasumca
innocent
{i} masum kimse/çocuk
Deutsch - Englisch
bona fide/bonafide
in good faith (postpositive)
innocent
nach treu und glauben (nachgestellt)
Favoriten