n   one of the opposing, or unfair, sex

listen to the pronunciation of n   one of the opposing, or unfair, sex
Englisch - Türkisch

Definition von n   one of the opposing, or unfair, sex im Englisch Türkisch wörterbuch

female
dişi

Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz. - There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus.

Üç tane köpeğim var; birisi erkek, diğerleri dişi. - I have three dogs; one is male and the others are female.

female
kadın

O kadın arkadaşlık istedi. - He wanted female companionship.

Qipao 17.yüzyıl Çin'inde yaratılmış klasik kadın giysisidir. - The qipao is a classic female garment that originated in 17th century China.

female
dişi fiş
female
(Tıp) kadın cinsine mahsus
female
dişilere ilişkin
female
{s} dişil

Sıcak havalarda sadece erkek yavru doğuran timsahın da doğuracak dişiler olmayacağı için nesli tükenebilir. - The crocodile, which produces only male young in hotter weather, might die out too because there will be no females to breed.

Bir aslanın yelesi daha koyu olsa dişileri için daha çekici olur. - The darker the mane of a lion is, the more attractive to females it is.

female
s., i. dişi
female
dişi hayvan veya bitki
female
dişi dişil kadın cinsine mahsus
female
{s} kadınlara ait
female
{i} kız

Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır. - The female student that sat in front of the teacher is from Germany.

1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı. - Since 1990, eleven female students received the award.

female
{i} dişi canlı
Englisch - Englisch
female
n   one of the opposing, or unfair, sex
Favoriten