As long as you are with him, you can't be happy.
- Onunla beraber olduğun sürece mutlu olamazsın.
Though he is rich, he is not happy.
- O zengin olmasına rağmen mutlu değil.
Good morning, sir! A merry Christmas to you!
- Günaydın efendim! Size Mutlu Noeller!
Merry Christmas and a Happy New Year!
- Mutlu Noeller ve Mutlu bir Yeni Yıl.
They were delighted at the good news.
- İyi habere mutlu oldular.
We were delighted to hear of his success.
- Onun başarısını duymaktan mutlu olduk.
No matter how rich he may be, he is never contented.
- Ne kadar zengin olursa olsun, o asla mutlu değil.
Tom seemed contented.
- Tom mutlu görünüyordu.
I saw a joyful smile on his face.
- Onun yüzünde mutlu bir gülümseme gördüm.
How about spending an elegant and blissful time at a beauty salon?
- Bir güzellik salonunda hoş ve mutlu bir zaman geçirmeye ne dersin?
You don't need much to be blissfully happy.
- Keyifli bir şekilde mutlu olmak için çok fazla şeye ihtiyacın yok.
We couldn't be happier for you.
- Sizin için daha mutlu olamazdık.
Tom is happier now that Mary has left.
- Mary gittiği için, Tom daha mutlu.
I will be glad to help you.
- Ben size yardımcı olmaktan mutlu olurum.
I'm glad to hear that she is unmarried.
- Onun bekar olduğunu duymaktan dolayı mutluyum.
I am delighted at your success.
- Ben başarınızdan mutluluk duyuyorum.
They were delighted at the good news.
- İyi habere mutlu oldular.
You look happy, so bright and early.
- Mutlu, çok parlak ve erken görünüyorsun.
Tom seemed to be contented.
- Tom mutlu görünüyordu.
I think Tom is contented.
- Tom'un mutlu olduğunu düşünüyorum.
Tom was stunned, but elated.
- Tom sersemlemiş ama mutluydu.