must not be used

listen to the pronunciation of must not be used
Englisch - Türkisch

Definition von must not be used im Englisch Türkisch wörterbuch

reserved
{s} çekingen

O, partilerde garip ve çekingendi. - She was awkward and reserved at parties.

Ben Tom'u çok çekingen buldum. - I found Tom very reserved.

reserved
saklı
reserved
mahfuzdur
reserved
saklanılmış
reserved
ayırtılmış

Tüm koltuklar ayırtılmış. - All the seats are reserved.

reserved
{f} ayır

Telefon edip bir masa ayırtmalıydık. - We ought to have phoned ahead and reserved a table.

Acil durumlar için bir sürü yiyecek ayırdık. - We have reserved a lot of food for emergencies.

reserved
yedek
reserved
{s} tutulmuş
reserved
{s} rezerve edilmiş
reserved
ağzı slkı
reserved
başka zaman veya muayyen bir kimse için saklanılmış
reserved
{s} içine kapanık

Bill oldukça içine kapanıktır. - Bill is quite reserved.

reserved
ayrılmış/çekingen
reserved
(sıfat) ayırtılmış, ayrılmış, tutulmuş, rezerve edilmiş, ağzı sıkı, sessiz, içine kapanık, çekingen
reserved
{s} ayrılmış

Bu koltuklar yaşlı insanlar için ayrılmıştır. - These seats are reserved for old people.

Ayrıcalık özel olarak kadın için ayrılmıştır. - The privilege is reserved exclusively for women.

reserved
{s} ağzı sıkı

Tom oldukça ağzı sıkı, değil mi? - Tom is quite reserved, isn't he?

Tom ağzı sıkı, değil mi? - Tom is reserved, isn't he?

Englisch - Englisch
reserved
must not be used

    Türkische aussprache

    mʌst nät bi yuzd

    Aussprache

    /ˈməst ˈnät bē ˈyo͞ozd/ /ˈmʌst ˈnɑːt biː ˈjuːzd/
Favoriten