İnsanlar çok gevelediğimi söylüyor.
- People say I mumble a lot.
O çok gevelemese onu daha iyi anlayabilirim.
- I could understand him better if he didn't mumble so much.
Tom Fransızca bir şey mırıldandı.
- Tom mumbled something in French.
Tom nefesinin altında bir şeyler mırıldandı.
- Tom mumbled something under his breath.
O çok gevelemese onu daha iyi anlayabilirim.
- I could understand him better if he didn't mumble so much.
O çok gevelemese onu daha iyi anlayabilirim.
- I could understand her better if she didn't mumble so much.
Tom mırıldanmaya başladı.
- Tom started mumbling.
Tom kendi kendine mırıldanıyordu.
- Tom was mumbling to himself.
O bir şey mırıldanıyor.
- He's mumbling something.
He spoke in a mumble.
All I could hear was a mumble from the next room.
Please try not to mumble so I can hear you better.