It is probable that he will fail.
- Başarısız olması muhtemel.
If this text had been in Latin, it is probable that they would have already translated it.
- Bu metin Latince olsaydı, onların zaten tercüme etmesi muhtemeldi.
Tom is probably going to tell Mary that she should do that as soon as possible.
- Tom muhtemelen Mary'ye bunu mümkün olan en kısa sürede yapması gerektiğini söyleyecektir.
It's possible Tom won't attend the meeting today.
- Bugün Tom'un, toplantıya katılmayacağı muhtemeldir.
I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
- Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.
- Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.
Tom will eventually do that, but probably not anytime soon.
- Tom sonunda bunu yapacak, ama muhtemelen yakın zamanda değil.
Tom will probably do that eventually.
- Tom onu muhtemelen sonunda yapacak.