muhbi̇r

listen to the pronunciation of muhbi̇r
Türkisch - Englisch

Definition von muhbi̇r im Türkisch Englisch wörterbuch

muhbir
informant

Tom is an FBI informant. - Tom bir FBI muhbiridir.

Tom is an informant for the FBI. - Tom FBI için bir muhbir.

muhbir
informer

Tom found out that John was a police informer. - Tom John'un bir polis muhbiri olduğunu öğrendi.

The informer's identity has to remain secret. - Muhbirin kimliği gizli kalmak zorundadır.

muhbir
notifier
muhbir
stooge
muhbir
(Politika, Siyaset) whistleblower
muhbir
(Kanun) denouncer
muhbir
snitch

Sabu turned FBI snitch. - Sabu, FBI muhbiri çıktı.

muhbir
telltale
muhbir
blabber
muhbir
(Politika, Siyaset) informateur
muhbir
denunciator
muhbir
(Hukuk) informer, informant
muhbir
setter
muhbir
squealer
muhbir
snout
muhbir
informer, telltale, blabber, blab, squealer, stoolpigeon
muhbir
news reporter; news correspondent
muhbir
split
muhbir
finger man
muhbir
rat
muhbir
delator
muhbir
reporter
muhbir
intelligencer
muhbir
stool pigeon
muhbir
tipster
muhbir
nark
muhbir
finger

Even three centuries ago, most Western Europeans still used their fingers. - Üç yüzyıl önce bile, Batı Avrupalıların çoğu hâlâ kendi muhbirlerini kullanıyorlardı.

muhbir
squealler
muhbir
informer, common informer
muhbir aracılığıyla
(Kanun) by hand
muhbir
mole
muhbir
fink
muhbir
sneak
muhbir
relator
muhbir
policeman bird
muhbir
{i} squeal
muhbir
stoolpigeon
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Haber veren. Haberci. Haber toplayan
(Osmanlı Dönemi) Birisinin fenâlığını alâkadar makama haber veren. Jurnalcı
muhbir
Haber ulaştırıcı, haber veren kimse: "Genç muhbirler bu defa Hazım Aslan'ın peşinde koşuyorlardı."- H. E. Adıvar
muhbir
Yasa dışı olan bir durumu yetkili makamlara bildiren kimse, ihbarcı
muhbir
(Osmanlı Dönemi) haber veren, haberci, haber toplayan
muhbir
Haber ulaştırıcı, haber veren
muhbir-i sâdık
Doğru söyleyici, doğru haber verici [Hz. Muhammed (s.a.v)]
Muhbir
ihbarcı
muhbi̇r
Favoriten